Futbola olan bağlılığını, “Bizim vaktimizde ne telefon vardı ne de Playstation. Yalnızca futbol vardı. Her idmanı, her maçı büyük bir tutkuyla yaşadım. O yüzden futbol benim için yalnızca bir meslek değil, bir hayat biçimiydi” kelamlarıyla söz eden Dzemaili, futbolu bırakma kararını ise zihinsel olarak tükenmeye başladığında verdiğini belirtti.
“FAVRE BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ”
Mesleğine FC Zürich’te başlayan Dzemaili, 2006 ve 2007 yıllarında İsviçre lig şampiyonluğu yaşadı. Genç yaşta ekipten ayrılmak istediğini fakat devrin teknik yöneticisi Lucien Favre’nin kendisine sabrı ve alçakgönüllülüğü öğrettiğini lisana getiren tecrübeli orta saha, “Beni bir ay yedek bıraktı ve futbolda neyin kıymetli olduğunu anlamamı sağladı” dedi.
“BOLTON EN BÜYÜK HATAM”
2007 yılında yaşadığı çapraz bağ sakatlığı, mesleğinin en sıkıntı anlarından biri oldu. “O periyotta zihinsel gücün, fizikî yeterlilikten daha değerli olduğunu fark ettim. Rehabilitasyon sürecinde daima olumlu kalmaya çalıştım, fazladan idmanlar yaptım” diyen Dzemaili, birebir yıl Premier League grubu Bolton’a transfer oldu.
Ancak burada sadece bir maçta forma giydi. Bu kararı mesleğinin en büyük kusuru olarak nitelendiren futbolcu, “Juventus ve Milan’dan teklif almıştım fakat Bolton’un hocası çok ısrar etti. O gittikten sonra kimse ilgilenmedi” tabirlerini kullandı.
“O ATMOSFERİ ASLA UNUTAMAM”
İtalya’daki devri ise onun için adeta bir tekrar doğuş oldu. Torino’daki performansıyla dikkat çeken Dzemaili, burada futbola ve hayata bakış açısının değiştiğini söyledi. Akabinde Parma ve Napoli formaları giyen oyuncu, bilhassa Napoli’deki günlerini unutamadığını belirtti: “Napoli’de taraftar seni omuzlarında taşıyor. Roma’daki kupa finalini kazandıktan sonra kentte sabaha kadar kutlama yaptık. O atmosferi asla unutamam.”
“SNEIJDER’IN TOPLA YAPAMAYACAĞI ŞEY YOKTU”
Napoli’de Marek Hamsik ile yakın arkadaş olan Dzemaili, onun için “Saha görüşü ve tekniği inanılmazdı” derken, mesleğindeki en özel grup arkadaşlarından birinin de Wesley Sneijder olduğunu vurguladı: “Topu Sneijder’e verdiğimde daima bir tahlil buluyordu. Topla yapamayacağı şey yoktu.”
“GALATASARAY DÜNYANIN EN BÜYÜK KULÜPLERİNDEN BİRİ OLURDU”
Sneijder ile yolları Galatasaray’da kesişen Dzemaili, 2014 yazında sarı-kırmızılı kulübe transfer oldu. Galatasaray günlerini unutamadığını söyleyen İsviçreli futbolcu, “Eğer Galatasaray başka bir ligde olsaydı, rahatlıkla dünyanın en büyük kulüplerinden biri olurdu. Taraftarın gücü inanılmazdı. Konut sahibi maçlardaki atmosferi hayatım boyunca bir daha yaşayacağımı sanmıyorum” dedi.
“AVRUPA’DA FUTBOL DAHA TUTKULU”
Galatasaray’daki kısa süren macerasının akabinde yine İtalya’ya dönen Dzemaili, Genoa ve Bologna’da forma giydi. 2017 yılında ise Kanada’nın Montreal kadrosuna transfer oldu. MLS’de oynadığı devri anlatırken Avrupa ile Amerika ortasındaki farklara dikkat çeken Dzemaili, “Orada küme düşme olmadığı için baskı da yok. Avrupa’da futbol daha tutkulu ve rekabetçi” yorumunu yaptı.
“SPORCUDAN ÇOK MARKA GİBİLER”
2020 yılında Çin’in Shenzhen FC kadrosuna transfer olan Dzemaili, bu adımın maddi nedenlerle atıldığını açıkça lisana getirdi. Lakin genç futbolcuların sadece para uğruna zayıf liglere gitmesini hakikat bulmadığını belirten deneyimli isim, toplumsal medya ve marka algısının gençler üzerindeki olumsuz tesirine de dikkat çekti: “Genç oyuncular artık atletten çok marka üzere hareket ediyor. Ben herkese tavsiye ediyorum: Yeni bir lisan öğrenin, kitap okuyun, kendinizi geliştirin. Yalnızca alana değil, başınıza da yatırım yapın.”
“TUTKUYLA BAŞLADIM, TUTKUYLA BIRAKTIM”
Mesleğinin son durağı ise yine Zürich oldu. Burada iki buçuk dönem geçiren Dzemaili, 2022 yılında bir defa daha İsviçre şampiyonu olarak etkin futbolculuk hayatına son verdi. “Zürich’te başladım, Zürich’te bıraktım. Futbola tutkuyla başladım, tutkuyla da veda ettim” kelamlarıyla hislerini tabir etti.
(Kaynak: Transfermarkt)
More Stories
Sakaryaspor: “Oyun daha farklı olmalıydı”
İsmet Taşdemir: “Çok önemli bir galibiyetti”
İşte 1. Lig’de puan durumu